× Daha fazlası İçin Aşağı Kaydır
☰ Kategoriler

Şu hayatta ne olursa olsun en önemli şey kendi duygu ve düşüncelerimiz olduğunu düşünüyorum. Bu hayatla ilgili kendi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum ve okuyan herhangi birine fazlaca yarar sağlayacağını biliyorum.

Tanımadığımız insanların hayatına ilgi duymak, merak etmek ne kadar doğru bilmiyorum ama benim fazlaca ilgi alanım. Açıkça söylemek gerekirse işe giden binlerce insan, okula yetişmeye çalışan binlerce öğrencinin telaşı, öylesine ekmek almaya çıkan evin küçük çocuğunun o anlarda düşündükleri şeyler, olaylar bana merak duygusunu getiriyor. Şu geldiğimiz ve en sonunda bitireceğimiz hayatta kim ne yaptı? Nasıl yaşadı? Merak ediyorum. Benim kendim açımdan çok sıradan bir hayatım varken bile kendimi tam tanımadığımı hissediyorum peki yoğun olan insanlar kendilerini nasıl tanıyacak? Kendilerine nasıl zaman ayıracak? Ben kendi açımdan insanların bir kısmını dizilerden ve filmlerden tanıdığımı düşünüyorum. Özellikle ekranda oynatılacak oyundan önce “Gerçek Bir Hayat Hikâyesidir.” Yazısını görünce daha dikkatli izlemeden edemiyorum. Mesela oynatılan oyunda bir kadına şiddet olayının gerçek olduğunu bilmek, hissetmek beni korkunç bir duyguya sürüklüyor. Peki dizilerde veya filmlerde anlatılan bazı duyguları gerçekten doğru algılıyor muyuz? Aldatılan bir kadının almış olduğu intikam sadece bir intikamdan mı ibarettir? Bu kadar derinden düşünen eminim ki sadece ben değilimdir. Aslında bize o hayatı yaşayan, hissettirmeye çalıştıkları duyguları tadan insanların hayatlarından kesitler sunuyorlar. Ben bir uyuşturucu bağımlısı ile veya evsiz kalmış bir insanla aynı hayatı yaşamıyorum. Ne hissettiklerinin veya ne yapmak istediklerini onlardan başkasının bilemeyeceğini biliyorum. Ama biraz hayal kurmaktan kimseye zarar gelmeyecek. Hayatta tek başına mücadele eden küçük bir çocuk ile başından beri hayata tek başına devam eden bir çocuğun hayalleri bile aynı olmayacak. Çünkü hepimizin hayat hikâyesi farklı ve hepimizin yaşantısına göre hayalleri, acıları var fakat durumu iyi olan bir insanın çok istediği bir şey alınmadığı için kızmak, sinirlenmek veya öfke duymak hiçbir şeyi olmayan ve alacağı şeyi sadece hayal edebilen birine yapılmış olan bir bencillik sayılmaz mı? Normal bir hastalığa yakalandığımız zaman bile o yorgunluğu kanser olan bir hastayla karşılaştırdığımız zaman aslında ne kadar şanslı olduğumuzu düşünmemiz gerekmez miydi? Hayatta bencillikten kurtulup etrafımıza baktığımızda en kötü şeyin bile bir kötüsü daha olduğunu bilmemiz gerekir. Hayat her anında tecrübelerle dolu bir sınavdır. Bir tecrübeden onlarca doğru bulabiliriz. Hatta bu doğrularla hayatımızı ve birçok kişinin hayatını değiştirebiliriz. İnsanların en çok yaptığı şeylerden biridir bencillik. Belki de bu sorunu sen başlayarak yüzlerce insanın hayatına dokunabilirsin.

Ben her insanın başka bir insana öğretecek birçok şeyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü hepimizin hayatları farklı ve hayat hepimize yapboz parçalarını birer birer veriyor. Birleştirmek kesinlikle bizim işimiz. Ne olursa olsun şuanın kıymetini bilmeliyiz ve her kötü şeyin bir kötüsü daha olduğunu asla unutmamalıyız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir