× Daha fazlası İçin Aşağı Kaydır
☰ Kategoriler

Metaverse… Kimileri bu ismi yeni duydu, kimileri de geçmişten edindikleri bazı bilgilerle az da olsa fikir sahibiydiler. Şimdi ise karşımıza koca bir sanal gerçeklik evreni olarak çıktı. Peki, neydi bu Metaverse? Neyi amaçlıyor? Komplo teorisyenleri neden bunu tehlikeli görüyor?

Metaverse nedir?

Önce bu başlıkla başlayalım.  Şimdi şuan yaşadığımız evreni yani Üniverse’i unutun ve gözlerinizi kapatın, kısa bir süre sonra açın, işte şimdi karşınızda sanal bir dünya yani Metaverse. Bu kelime ilk olarak 1994’te NealStephenson’unSnowCrash adlı romanında karşımıza çıktı. Ardından 2018 yılında dünyayı kasıp kavuran Ready Player One filmiyle de insanlar bu evren ve bu evrende nasıl para kazanılacağı gösterildi. Ve bunları takip eden bir çok kitap ve filmler yayınlanmaya başladı. Bir çoğuda dünya da adından söz ettirmeyi başardı. Evet yanlış duymadınız, sanal bir dünya kurulacak ve bu dünyada yaşanılabilecek, arsa alınabilecek, para kazanılabilecek. İstediğiniz her şey yapılacak. Çünkü artık dijital dünyada insanları gerçek yaşam tatmin etmiyor. Bu sebeple Üniverse karşısına Metaverse çıkartıldı. Birçok komplo teorisyeni bu evrenin ne zaman kurulacağını merak ederken, pandemi ile birlikte hızlı değişen dijitalleşme süreceği bunu da karşımıza çıkardı.  Ben bile bu kadar erken olacağını düşünmemiştim. Tahminlerim bu projenin 2030’lu yıllarda önümüze konulacağıydı ama pandemi süreci 10 yıl erkene aldırmayı başardı.

Metaverse neyi amaçlıyor?

Bu soruya girmeden önce komplo teorisyenlerinin bu meta evrende gördükleri tehlikeyi ele alalım. Bu evren sadece arsa alım satım ve ya para kazanmak için var olan bir evren değil. Daha geçenlerde bir çiftin bu evrende nikâh kıydığı haberleri tüm dünya da yankılandı. Sadece bu da değil, yakında metaverse evreninde kurulacak devletler, para birimleri ve yasalar da göreceğiz. Bu uygulamalarda birçok ulus tarafından kabul edilecek. Anlayacağımız insanı gerçeklikten alı koyarak tamamen sanal bir dünyaya hapseden bir proje. Peki, insan buna nasıl bakacak diye sorarsanız, korkarım ki bu evrenin bütün büyüsüne şimdiden kapılmaya başladık. Kısa zamanda büyük ilgi uyandırdı. 250.000 dolara arsa alanlardan, metaverse te kendi şehrini inşa ettirenlere kadar çok duyumlar almaya başladım. Bunlar arasında en çok ilgimi çeken ise bu şehirlerin inşasında gerçek mimarlardan yaptırılan projeler oldu. Gerçekten de bu evrene akla hayale sığmayacak derecede servet dökülüyor, hele ki küresel bir krizin içindeyken harcanan bu paralar insan aklının alamayacağı düzeye ulaştı bile.

Geçtiğimiz aylarda Facebook kendi Metaverse evrenini tanıttığında, dünyaca ünlü Hristiyan yayın organı Crisis Magazine; “ Metaverse yılanın cennette Adem ve Havva’ya yasak meyveyi yememeleri için verdiği elmadır. Ruhlarımızı kaybedeceğiz, tanrısal olacağız ve lanetleneceğiz.” Diyerek dünyayı uyardı.

21. yüzyıl her saniyesi geçmiş dönemlere oranla daha hızlı değişen ve gelişen bir dönem olmasından dolayı, hayatımıza giren yeni normlara karşı, hazırlıksız ve savunmasız kalıyoruz. Buda elbette tehlikeleri karşımıza çıkartıyor. Metaverse bu teknolojinin son ayağı, bunun öncesinde adapte olmakta güçlük çektiğimiz o kadar yenilik var ki. Drone çağına girişimizden, uzay bilimlerinin zirveye ulaşması ve dijital alış veriş ağının çoğalmasına kadar bu örnekler sıralandıkça sıralanır. Her ay değişen telefon teknolojisine karşı hala geliştiremediğimiz telefon adabını ele alırsak, teknoloji ne kadar hızlı değişiyorsa biz de bu teknolojiye karşı o kadar geri kalıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, ben teknolojiyi kullanma konusunda gerideyiz demiyorum, Teknoloji kültürüne karşı gerideyiz. Bu da birçok tehlikeyi karşımıza çıkartıyor.

Bunları göz önünde bulundurarak söylemem gerekirse den de Metaverseevrenini tehlikeli olarak görenlerdenim. Birçok örnek sıralanabilir ama çok değer verdiğim komplo teorisyeni Ertan Özyiğit’in;  “30 trilyon dolarlık Metaverse’in geleceğini belirleyecek sorulmayan en önemli soruyu soruyorum. Meta veri deposu merkezi mi, yoksa merkezi olmayan bir sistem mi olacak?” sözleri bu örnekler arasında en değer verdimdir.

Bence Ertan Özyiğit’in bu sorusu bütün insanlık için önemli ve umulur ki açıklatılabilsin. Aksi halde bu evren bize neyle karşı karşıya olduğumuzu asla göstermeyecek.  Ya söylenen doğruysa, Metaverse, gerçekten de Adem ve Havva’ya verilen yasaklı elmaysa. O zaman şunu mu demeliyiz. İlk metaverseAdem’e sunuldu, ikincisi de Ademoğullarına… Sözün bittiği yerdemiyiz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir