× Daha fazlası İçin Aşağı Kaydır
☰ Kategoriler

Öfke Nedir?

Öfke, insanların, endişe, kimsesizlik, aşağılanma, bencillik, adaletsizlik, baskı altında kalma ve toplumdan itilme gibi durumlarda gösterdiği istemdışı davranış biçimidir. Kişi herhangi bir ortamda yahut da bir konuda kendini ifade edemediği zaman ya da ifade etmesine izin verilmediği zaman ortaya çıkan davranış şeklidir. Daha doğrusu duygular ve düşünceler tatmin olmadığı zaman bu olumsuz duygu ile başbaşa kalırız. Kişi kendini yetersiz, çaresiz, bilgisiz ve kimsesiz hissettiğinde öfke duygusu açığa çıkar.

Öfke, herhangi bir ortamda hoşa gitmeyen toplum tarafından kabul edilmeyen duygulardan biridir. Öfke her insanda bulunan evrensel olumsuz duygulardandır. Kötü bir davranış biçimi değildir. Sağlıklı her bireyde görülen bir davranış örüntüsüdür.

Öfke duygusu ve şiddeti kontrol edilmediği zaman geri dönüşü olmayan hatalara neden olabilir.  Kontrolü sağlanmış bir öfke toplum tarafından kabul edileceği için sosyal beceri kabiliyetini de geliştirmektedir.

Öfkeli Olduğumuz Nasıl Anlaşılır?

Öfke duygusu içerisinde bulunulan zamandaçevredekilerle ve etrafında o an bulunan kişilerle normal ses tonu ile konuşulamaz. Konuşma tonundan daha yüksek bir ses tonu ile konuşulur. Kalp atış hızımız normalden daha hızlı olur. Gergin ve stresli bir duruşa sahip olunur. Nefes alıp verme biçimi oldukça düzensizleşirMantıklı düşünme ve karar alma kabiliyeti o an zayıflar. Öfkenin dindirilmesi için sağa sola vurup, eşyalara zarar verilebilir. Bedensel olarak ellerde titreme meydana gelebilir.

Öfke Ne Zaman Sıkıntı Yaratır?

Öfke bir duygu durumudur ve her insan öfkelenir. Herkes öfkesini farklı şekilde ifade eder. Sosyal hayatımızda ya da iş ortamında sinirimizi bozan bazı durum ve davranışlarla karşılaşırız. Arabamız çalındığında, ofisinize hırsız girdiğinde, çocuğumuz dövüldüğünde öfkelenmek doğaldır. Zamanında ve yerinde ifade edilen öfke kimseye zarar vermez. Ancak öfkelenildiğinde normal davranış kalıplarının dışına çıkılıp, çevreye zarar veriliyor ise bir sorun olduğunun göstergesidir.

Kişi sinirlenip öfkelendiğinde normal anda ifade etmeyeceği sözler sarf ediyorsa, öfke duygusu geçtiği zaman kendi davranışını dahi onaylamıyorsa, sosyal açıdan bu davranışı zarar veriyorsa, öfkelendiğinde konuşamıyorsa, toplumsal saygınlığı azalıp ilişkilerini yıpratıyorsa, öfke duygusunun geçmesi zaman alıyorsa öfkenin kontrol edilmediğinin göstergesidir.

Öfkeyi Kontrol Etmek İçin Neler Yapılmalı?

Öfke, bulunduğu durumdan hoşnut olmama durumudur. Öfkenin içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan zarar görmesini engelleyen savunma şeklidir. Öfke kontrolü ise, öfke anını makul şekilde ortaya koymaktır.

Öfke duygusunu yaşayan kişi, çevre ile yaşadığı sıkıntıyı paylaştığı anda ve karşı taraf ile anlaşabildiği takdirde kendini kontrol altına alabilir.

Bazı insanlar diğerlerine göre öfkelenmeye daha yatkındır. Bu tarz duygular genetik bir özellik gösterdiği gibi çocukluk yıllarında yaşanan olumsuz durumlar, alıngan kişilik, yaşanan olayların yanlış yorumlanması, beyinden kaynaklanan bozukluklar öfkenin kontrol edilmemesine sebebiyet verir. Mutluluk hormonu normalden zayıf olanlar, Obsesif-kompülsif bozukluğu olanlarda çabuk öfkelenir. Obsesif-kompülsif bozukluğu olanlar alışkanlıklarına oldukça bağlıdırlar. Alışkanlıklarının dışına çıkmak zorunda kaldıklarında öfke duygusuna kapılırlar.

Yoğun şekilde öfke duygusunu yaşayan kişinin mantıklı düşünme biçimi bloke olmaktadır. Bunun yerine savun-kazan duygusu yer almaktadır. Kişi süreci kazanmak için elinden gelen herşeyi yapmaktadır. Çünkü kendini ezilmiş ve endişelenmiş olarak görmektedir. Bu durumu yaşayan kişi, öfke duygusu bir şekilde dışarı çıkarmak ister. Eğer içinde bulunduğu durum istediği durumun dışında ise yine tepki gösterecektir. Yani biyolojik, psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlar karşılanmaz ise öfke duygusu artar.

İnsanlar, kendini ve çevresindeki olayları yönetebildiği sürece huzurlu ve kıvançlı olmaktadır. Etrafındakilerden ve yaşadığı ilişkilerden beklediği arzu ettiği davranışları göremediği takdirde öfke duygusu artmaktadır.

Öfkenin anlaşılabilmesi için kaynağına inilmesi ve araştırılması gerekir. Öfke kontrolü için kişi kendi sınırlarını tanımalıdır. Öfkenin kontrol edilip yönlendirilmesi çocukluktan öğrenilir. Konuşma öğrenir gibi, bir yüzme öğrenir gibi çevresinden öğrenir. Yakın çevresinde bulunan kişilerin olaylara verdiği tepkiler taklit edilir. Bu tepkiler zaman içerisinde çocuğun karakteri olur. Zamanla bu duygu törpülenmediği takdirde şiddetlenebilir. Bu davranışlar ve çevresi ile olan sıkıntılar sınır tanımaz bir durum oluşturduğunda uzman yardımına başvurması gerekir.

Öfke duygusu doğuştan geldiği için tamamen ortadan kaldırılamaz ancak kontrol edilebilir. Kontrol mekanizmasının çalışabilmesi için kişinin kendini, öfkesini ve sınırlarını tanıması gerekir. Tanımlanan bir duygu durumu ile mücadele etmek daha kolay olmaktadır. Kişinin öfke duygusu ile mücadele etme, makule çevirme isteği olmalıdır. Sosyal faaliyetlerini ve becerilerini geliştirmeden yana olmalıdır.

Yaşadığı olay ve durumlar karşısında neden öfkelendiğini paylaşmalıdır. Paylaşılan bir duyguda sorunların çözümü daha kolay olacaktır. Kişi duygularına bağlı olduğu için olaylar arasında yeterli bir bağ kuramıyor olabilir.

Olumsuz yaşanan durumlara ve eylemlere zamanında müdahale edilmediği takdirde kindarlaşma ortaya çıkar. Kin duygusu, haklılığını herkese ispatlama, intikam alma gibi girdaplara girerek duygusal zayıflığa neden olur.

Öfke durumundaki kişi kendini savunmak için her düşündüğünü söylememelidir. Karşı tarafın ne düşündüğünü ne söylemek istediğini dikkatlice dinlemelidir. Yerinde kullanılmayan cümle ya da yersiz bir davranış karşı tarafı da kontrolsüzlüğe sürükleyebilir.

Kişi olayları ve durumları içselleştirmeden yaklaşmalıdır yani olaylara esprili bir şekilde bakmaya çalışmalıdır.

Kişi her yolu denediği halde öfkesini kontrol edemiyorsa bu konuda uzmanlaşmış bir danışmana gitmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir