× Daha fazlası İçin Aşağı Kaydır
☰ Kategoriler

Felsefede özgür irade kavramı en sık ahlak felsefesinin içerisinde karşımıza çıkmaktadır.

Özgür irade bir zorunluluk olmadan yapılması veya yapılmaması mümkün olan bir konuda kararı hür olarak vermek anlamına gelmektedir. Özgür irade gerçekleştirecek kişilerin sergiledikleri davranışların farkında olması ve sorumluluğunu taşıması beklenir.

Özgür irade var mıdır?

İnsanlık kendisine özgü olan bu kavram üzerine tarih boyunca cevap aramıştır. Düşünme üzerine bir bilim olan felsefe de kendisine özgür iradeyi konu olarak almış olduğunu göstermektedir. Tarihte ilk Antik Yunan’da sorulan bu soru yüzyıllar içinde de geçerliliğini korumuştur ve modern dünyada da halen cevaplar verilmektedir.

Herakleitos’un konu üzerine düşünceleri nelerdir?

İlk Çağ filozoflarından Herakleitos, ussal bir irade ve determinizmden söz etmiş, ilk taşı atmıştır. Determinizm dediğimiz kavram insanın özgür hareket etmediğini, eylemlerini toplumsal, kültürel ve doğal etkenler çerçevesinde gerçekleştirdiğini savunur. Bu görüşü tarihte en çok Stoacıların savunduğu görülmektedir. Stoacılar özgür iradeyi kesinlikle kabul etmemektedir.

Spinoza özgür irade
Spinoza özgür irade kavramını reddetmektedir

Spinoza’ya göre özgür irade

Bu kavram ile alakalı olarak önemli görüşler ortaya koyan bir başka isim de 17. yüzyıl filozoflarından Spinoza’dır. Spinoza konuyla alakalı görüşlerini şu sözleri ile ifade ediyor “Her tür tasarım ve iradeye dayalı karar zorunlulukla kendisinden önce bir olaya dayandığı fikrinden hareket eder.”

Spinoza’nın bu ifadesi ile özgürlüğün reddedilmesi durumu ortaya çıkıyor. Spinoza’ya göre verdiğimiz her karar tecrübelerimizin etkisi altındadır ve hafızamıza hakimiyetimiz yok derecede azdır. Bu nedenle özgürlük sadece insanın kendi doğasındaki mevcut duruma ve zorunluluklara uyması durumundan başka bir şey değildir.

Wittgenstein’ın özgür düşünce fikirleri

Bu kavram üzerine araştırma yaptığımızda Spinoza’dan sonra karşımıza çıkan başka bir isim ise Ludwig Wittgenstein’dır. Onun görüşleri ölümünden sonra yayınlanan kitabında karşımıza çıkmaktadır ve oldukça çarpıcıdır. Wittgenstein’a göre böyle bir kavram savunulamaz çünkü meydana getirdiğimiz her türlü olay, davranış ve durumun insanın iradesi dışında birçok etmenle gerçekleşebileceğini savunmaktadır.

Eylemlerde Özgür İrade

Ahlaki eylemlerin ortaya konulması için bireylerin özgür olması gerekmektedir. Özgür irade ile yapılmayan bir eylem seçimden değil, davranıştan meydana gelmektedir. Sadece davranışlarla hareket eden insan ise kendi yolunu çizemez ve belli bir etkiye yine belli bir tepki veren canlıdan ibaret hale gelir. İnsanın eylemlerinde özgür iradeli olması demek gerçekleştirdiği tüm hareketlerin sorumluluğunu alması anlamına gelmekte ve ödül, ceza gibi kavramları devreye geçirmektedir.

Ahlakta özgür iradenin önemli olması da tam da bu sebeple karşımıza çıkmaktadır. Çünkü ahlak da insanın eylem ve seçimleriyle ortaya çıkmaktadır. Birey özgür iradesiyle aynı zamanda nasıl bir ahlaki davranış ve tutum içerisinde olacağını da belirlemiş olmaktadır. Bu kavram olmadan ortaya konulan davranışların nasıl ahlaki değerler taşıdığını belirlemek ise bambaşka bir felsefi soru ve cevapları konu alan bir başka başlıktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir