× Daha fazlası İçin Aşağı Kaydır
☰ Kategoriler

Rosalind Franklin ya da tam adıyla Rosalind Elsie Franklin biyofizik alanına önemli katkıları olmuş bir İngiliz biliminsanıdır. Kısaca DNA adı ile bildiğimiz deoksiribonüklelik asidin fiziksel yapısının aydınlatılmasında önemli rol oynamıştır. Bunun yanı sıra RNA’nın, virüs, kömür ve grafitin yapılarının anlaşılmasına da katkıda bulunmuştur. DNA’nın yapısına ilişkin yaptığı çalışmaların değeri ne yazık ki hayatta olduğu dönemde yeterince önem görmemiştir. Bu sebeple bilim çevrelerinde DNA’nın karanlık bayanı olarak tanınır. Watson ve Crick’in DNA’nın çift sarmallı bir zincir yapısında olduğunu yayınlamalarından önce bu konuda yapmış olduğu biyofiziksel çalışmaları ve hipotezleri vardır.

Rosalind Franklin (1920-1958)
Rosalind 25 temmuz 1920’de Londra’da doğmuştur. St Paul’s isimli yalnızca kız öğrencileri kabul eden bir okulda öğrenim görmüş, ardından ise fiziksel kimya alanında eğitim almak üzere Cambridge Üniversitesi’ne devam etmiştir. 1941’de buradaki Newnham College’den mezun olduğunda fiziksel kimya alanında araştırma yapmak için finansal destek kazanmıştır. Bu sırada II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ise bu planların suya düşmesine neden olmuştur. Önce Londra’da hava saldırılarını önleme konusunda çalışmış, sonra da İngiliz Kömür Kullanım Araştırmaları Birliği’nde kömür ve karbonun fiziksel yapısı üzerine çalışmalarına başlamıştır. Neyse ki kömür ve karbon çalışmalarından elde ettiği bulguları doktora tezi için kullanma şansı yakalamış ve 1945’de Cambridge’den doktora derecesi ile mezun olmuştur. 1947’den 1950’ye kadar Paris’te Jacques Mering ile X ışını kırılımı çalışmıştır. Bu çalışma sayesinde ısıtılmış karbonlarda grafit oluşumuna neden olan yapısal değişimleri incelemeye başlamıştır.
1951 yılına gelindiğinde ise Londra’ya geri dönmüş, King’s College’deki biyofizik laboratuvarında DNA’nın yapısını Paris’te öğrenip uyguladığı X ışını kırılımı metodu ile incelemiştir. O sırada DNA’nın yapısına dair çalışmalar pek azdı ve DNA’nın kimyası da henüz çözülebilmiş değildi. Fakat Rosalind kısa süre içinde DNA’nın yoğunluğunu ölçmeyi başardı ve molekülün sarmal yapısına dair tahminlerde bulundu. Bugün Watson ve Crick’in adıyla anılan DNA’nın çift sarmallı yapısına dair bulgu ve gözlemlerin esas dayanağı Franklin’in sözü geçen çalışmaları olmuştur. Watson ve Crick bu sebeple 1954’de kimya alanında Nobel ödülü kazanmıştır. Franklin ise ödülün ilanından önce hayata gözlerini yummuş ve ne yazık ki bu çalışmaya olan katkısı göz ardı edilmiştir.

DNA’nın çift sarmal yapısını tahmin ettiren X ışını kırılımı çalışması, Foto 51
1953 ile 1958 yılları arasını Franklin Londra’da Birbeck College’daki kristalografi laboratuarında geçirmiştir. Burada kömür ve DNA üzerine yaptığı çalışmaları tamamlamış ve tütün mozaik virüsünün moleküler yapısını anlamak üzerine yeni bir projeye başlamıştır. RNA’nın DNA gibi çift sarmal yapıya sahip olmadığını ve tütün mozaik virüsünün RNA’sını kullanarak bitkiye zarar verdiğini ortaya koyan çalışmalara katılmıştır.
Bilime adadığı kısacık ömrü önce zatürre ardından ise yumurtalık kanseri yüzünden 16 nisan 1958’de Londra’da son bulmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir